3 Ekim 2013 Perşembe

5 SENENİN İNTİKAMI?


Son 5 senede beraberlik dahi olmaması hepimizin içini sızlatıyordu ve bu maçın bizim ve hocanın açısından değerini arttırıyordu. Bu sene ençok korktuğum Diarra’nın küsüp performansının düşmesi idi hafiften bu yönde sinyal deveriyordu Allahtan Eskişehir maçından başlayan bir form yükselişi bu maçta zirve yaptı. Takımın genel performansı da çok iyiydi. Kısaca biz Beşiktaş’a karşı hakikaten iyi oynadık ne yapmak gerekiyorsa onu yaptık ve galip geldik . Ama ertesi gün gazetelere bakınca Antalyaspor’un nasıl yendiğini değilde Beşiktaşın nasıl yenildiğini yazıyordu. Bu aslında biz ve bizim gibi anadolu takımlarının asılında kaderi olsa gerek. Hele beşiktaşın işinde bulunduğu psikolojik durum işi biraz daha medyatik hale getiriyordu. Açıkçası galibiyeti küçümsemek istemem ama bu kadar kötü bir Beşiktaşı da zor bulurduk diye düşünmedim değil. Tabiki hemen aklıma geçen sene deplasmanda oynadığımız Beşiktaş maçı geldi ve o maçtan sonra birileri çıkıpta fark yiyebilirdik demişti ve işin komik tarafı bu maça kadar hala ona bi özlem vardı.
Bence işin en dikkat çekilmesi  gereken hususu acaba bizim oyuncular maç mı seçiyor  Galatasaray ile deplasmanda beraberlik Beşiktaşı kendi evinde yen diğer maçlarda bişey yok. Bu maçta Beşiktaşı yen sonra git Rizeye yenil hiçbir anlamı yok.  Unutmayalımki biz Fenerbahçe’yi deplasmanda yendikten sonra deplasmanda galip gelemedik nerdeyse  bir yıl olacak deplasmanda galibiyet yok.
Birde başlangıç performansımıza bakmak lazım gerek fikstür zorluğunu gerek takımdaki değişim gerekse sezonu geç açmak bu şartlara rağmen başlangıç performansımız yetersiz gibi görünebilir. Ama en azından bu sene belki ilkbahar sendromu yaşamayız.  Bir gerçek varki hocanın kadro mühendisliği zayıf Allahtan hoca olumsuzluklara reaksiyon gösterebiliyor. Birde Şifoya ramen son 2 sene içerisinde hızla gençleşen kadronun bir anda bu kadar yaşlı hale gelmesi  özellikle birçoğumuzda hayal kırıklığı yarattı. Bunuda yapanın Samet Aybaba gibi gençlere önem veren bir hoca olması çok ilginç.

Maç öncesinin en güzel olayı varyantlara dikilen sponsorsuz antalyaspor bayrağı . Böyle kalıcı bir eseri Antalya’ya kazandırımlası çok güzel yalnız bir nokta içimi sıkıyor o nokta da şu eğer iktidar Antalyaspor’un muhalefete yaklaştığını düşünüp bize bir ceza kesmeye kalkarsa biz kepez balkona bayrak beklerken stad işide karışabilir umarım yanılıyorumdur .  

11 Temmuz 2013 Perşembe

Sammy Ndjock satılmasın.

Sammy Ndjock kesinlikle satılmamalıdır.  Gerek yaşı gerek yetenekleri göz önüne bulundurulduğu vakit değerini anlamak güç değil. Belki kiraya verilebilir ama asla satılmamalı. Federasyonun yabancı kararı ve Fornezzi transferi sonrasında beklenen Sammy nin gitmesi. Fakat bir sene sonra vatandaşlık kazanabilecek bir futbolcu geleceği oldukça parlak bir futbolcu tek eksiği biraz tecrübe eksiği. Şifonun ve altyapının nadir doğrularından biri Fornezzi gibi yaşlı bir futbolcu için Sammy'yi kaybetmek çok yanlış olur. Satılacaksa bile değerini buldugunda satılmalı bence. Örneğin Aissati satılabilir çünkü değerin buldu ama Sammy satılmamalı çünkü daha değerini bulmadı.

30 Haziran 2013 Pazar

14 HAZİRAN ANTALYASPOR GENEL KURULU
ADAYLAR , TARAFTAR VE SEÇİM
14 Haziranda yapılan seçim öncesinde bir ara aday sayısı 6 ya kadar yükseldi sonra ittifaklar vs aday sayısı 3 olarak seçime girildi. Bu yazıları internetten çeşitli kaynaklar vasıtasıyla takip etmeye çalıştım sınav nedeniyle Konya yolunda olmam canlı olarak takip etmeme engel olmuştu. Fakat sonra kendime ulan bir gün sonra gitsem o tarihi seçimi bende görsem canlı canlı takip etsem ne olurdu dedim. Neyse ki bazı arkadaşlar videolarını çekip internete yüklemişler de bu sayede gitmiş kadar oldum.

 Adayların söylediklerinden Antalyaspor hakkındaki ilgileri bilgileri ve vizyonları hakkında baya bir fikir sahibi oldum. Necati Yılmaz isminden başlarsak Ordulu ama Antalya'da iş yaptığı için Antalyaspor'a ilgili ama söylemleri yüzeysel bir isim. Dolayısıyla seçimi kazanamaması birazda normal açıkçası bu girişimi için saygı duymak gerekir. Gültekin Gencer'e gelince uzun bir süredir camianın içerisinde bulunmuş yönetiminde görev almış bir isim. Söylemleri baya dikkat çekici en azından eski yönetimin doğrularını devam ettirebilecek kısmen eksiklerin farkında bir isim gibi görünmekte. Doğal olarak da seçimi almış hayırlı olsun. Ama asıl mevzu son aday Can Atlı. Seçilme kaygısı olmadan hazırladığı liste ile seçime girerek bir taraftar kitlesinin tepkilerini ve taleplerini en doğru şekilde nasıl dile getirir sorusunun en iyi cevabı. Söylemleri oldukça başarılı tespitler nokta atışı çözüm önerileri gayet mantıklı özellikle aday listesindeki isimlerin karşısına Sadece Antalyasporlu vurgusu oldukça dikkat çekiciydi.

Açıkçası ben bu olay öncesinde taraftar konusunda karamsar birisiydim. Mevcut taraftar kitlesi az olması yetmezmiş gibi birde Mardan sürgününde iyice pasifize edilmiş görmekteydim. Kısa bir süre önce Gençlerbirliği taraftarının yaptığı bir hareket beni imrendirmişti. Olayda şuydu Gençlerbirliği Bülent Uygun ile anlaşacak haberi üzerine telaşlanan taraftarlar yönetime mektup yazarak tepkilerini dile getirmişti. Bende bizde böyle taraftar nerde derken bu seçimde olanlar sonrasında taraftara bakışım oldukça değişti. Mardan sürgününden tahminimin aksine sayısal oranda azalsada hakikaten güçlenen bir taraftar profili ile karşılaştım. Açıkçası sosyal medya da http://07harfli.blogspot.com/ girişimleri ile oluşturulan grup sayesinde taraftar profili bazı tiyolar veriyordu ama yinede bu kadarını beklemiyordum.

Netice itibariyle Gültekin Gencer seçimi kazandı ama mesaj yerine ulaştı bence. Belkide bu bir milat olacak taraftar ile yönetim arasındaki buzlar eriyip şehirle bütünleşilecek ve kazanan Antalyaspor olacak. Yönetim konusunda kuşkularım tabiki var. Eski kurumsallık yine devam edecek mi ? Bonservislere para akacak mı? Kombine fiyatları ne olacak? Altyapı ne olacak ? Şehirden yeterli destek alınacak mı? Bu sene düşmeye mi? Avrupa'ya mı? oynayacağız. Cevabını bekleyerek göreceğiz. Ben açıkçası yönetime bir süre kredi vermek gerektiğini düşünüyorum. Bakalım cepten mi yiyecekler üstüne mi koyacaklar bekleyip görücez.

29 Mayıs 2013 Çarşamba

EN BÜYÜK SERMAYEMİZ

Antalyasporda 5 senelik bir süreç son buluyor. Bu süreçe her kesimin farklı baktığını düşünüyorum. Tararaftar grupları açısından fetret devri. Sıradan taraftar veya seyirci için ekonomik düzlüğe çıktığımız bir dönem. Ama bir noktada herkez hemfikirdir oda altyapı.
Alt yaş gruplarından gelen başarı haberleri scout ekibinin başarılı oyuncu keşifleri bedelsiz alınan oyuncular bunlar herkezin taktir ettiği konular. Bu sebepaeden dolayı bence altyapı yada özkaynak düzeni elimizdeki en önemli sermaye. Doğru kullanıldığı vakit tarih yazabilecek seviyelere çıkıldığını düşünüyorum. Ve yanlış ellere düşerse çok yazık olacak. Özellikle başkanın istifası Şifonun istifası bunlar güzel haberlerdi ama bu yapıyı geldiği andan itibaren antalyaspora kazandırmaya başlayan Sedat Karabük ayrılacak olanlardan biri olarak adı geçmesi nedeniyle orda dur bakalım o kadar da uzun boylu olmamalı dedim kendi kendime.
Bütün saçmalıkların yanında parıl parıl parlayan bir altyapı gelişiyor. Bu konuda hassasiyetimin sebebi geçmişte yaşanan olumsuz örnekler. Nitekim futbol akademisi ile meşhur Bucasporun başına gelenler hala aklımda. Neydi bunlar takım süper lige çıkmış başa Bülent Uygun gelmiş saçma sapan transferlerle klüp büyük borçların altına girmiş şampiyon kadro dağıtılmış hani gençliğe hitabede derya bütün tershanelerine girilmiş bütün orduları dağıtılmış diye neredeyse durum bu idi işin ironik tarafı ise bunu yapan bülent uygunun sivasspordaki başarısının altında da takımı altyapıyı tanıması yatıyordu doğal olarak hüsran tabi. Bucaspor yeni yeni kendine gelmekte.
Konyasporda ise bunun tersini görüyoruz. Saçma sapan idare edilen takım borçtan kıvranan transfer yasağı gelmiş olmasına rağmen herkezin düştüğü 1.ligden daha da aşşağılara patır kütür düşecek gibi görünüyordu. Fakat Osman Özdemir'in başa geçmesiyle toparlanıyor bütün olumsuzluklara rağmen takımı play off potasına sokuyordu netekim belki o sene çıkamadılar ama bu sene başardılar ve bu başarıda kuşkusuz en önemi paylardan biri kuşkusuz altyapıdan yetişen bir antalyalı olan Selim Ay'a ait bkz http://www.tribundergi.com/haber/konyaspor-un-basarisi
Bu yazdıklarım belki şuanki konumumuz nedeniyle küçümsenebilir ama her halukarda dersler çıkartılması gereken ibretlik olaylardır. Gündemdeki konu ve isimler çok farklı başa geçmesi istenen isimler Ertuğrul Sağlam Mustafa Denizli Tolunay Kafkas Samet Aybaba. Bu isimlere karşı değilim ama hadi bülentle anlaştılar ne yapacağız. Listeye baktığımız zaman Samet Sybaba hariç herkezin saygı duyacağı isimler. Ama yinede bazı kırmızı çizgilerimiz olmalı kesinlikle ve kesinlikle Sedat Karabük ve ekibi görevde kalmalı hatta daha ileri giderek bence takımın başına geçmeli ayık olmalıyız öyle saçma sapan bonservis parası ödememize de gerek yok herkezin gelmek için can attığı bir şehir olmamızı iyi bir koz olarak kullanmalıyız. İngilizlerin bir sözü aklıma geliyor eldeki 1 kuş ağaçtaki 2 kuştan iyidir.

7 Mayıs 2013 Salı

SIFO RUHUMUZA DAR GELIYOR


        Antalyaspor bir çok alanda terfi edecek gibi stat ve tesis konularinda bizleri ümitlendiren gelismeler var ve bunlari terfi olarak düsünebiliriz. Bu üst kalitede alt kalite kalan bir unsur var o da teknik direktör olan sifo eger bu degisim olmassa Antalyaspor için söylenecek söz su ''alti kaval üstü sishane'' ama egri oturup dogru konusmak gerek sifonun hiç artisi yok muydu?
        Aslinda var en alt segment arabalar için derlerya yakit tasarrufu düsük maliyet vs sifo içinde benzer seyler söyleyebiliriz bonservissiz oyuncularla idare etme bir sekilde ligde kalma falan ama bu hususta bu oyunculari antalyaspora getirmekte sehir kozu yok mu?
        Tabiki yakin tarihlerde kayyuma gitme noktasina gelmemiz açikçasi ekonomik mevzular bizim yumusak karnimiz. Birçok olumsuzlugu görmezden geldik nede olsa Antalyasporun gelecegi ipotek edilmiyordu. Dolayisiyla bu tarzda ekonomik hoca bizi idare etti.
        Günahiyla sevabiyla klüpte yillardir süren kemer sikma politikasi meyvelerini vermeye basladi. Altyapi kendini gelistirdi. Scout ekibi oyuncu bulmaya basladi. Pekiya sifo nato mermer nato kafa.
        Açikça söyleyeyim bu seneye kadarki düsüncem bu sifonun tadi yok ama idare ediyo iste hele bi düzlüge çikalim elbet bir üst seviye hoca buluruz diyordum. Ama bu sene benim için birçok konuda bakis açimi degistirmeye neden oldu ilk yari gelen basari(diger takimlarin basarisizligi nedeniyle) acaba hocanin hakkini mi yiyorum demeye basladim birçok defa öz elestiri yaptim. Ama 2. yari olanlar bu görüsü çürütmeye basladi aslinda ilk yaridaki basarinin sifo sayesinde degilde sifoya ragmen geldigini görmeye basladim.
        Sifo da durumun farkinda idi. Bir noktadan sonra çizik plak gibi ayni seyler tekrarlanmaya basladi. Neymis efendim bir zamanlar klübün suyu bile yokmus makarna yeniyormus klüp borç batagindan kurtarilmis ilk 8 hafta 2 puan muhabbetleri özellikle de isler ters gitmeye basladiginda.
        Ilk okulda okudugumuz diyet hikayesi gibiydi. Ama bazi seyler bogazimiza takilmaya baslamisti çoktan. Maç sonu demeçleri iyice can sikar olmustu standart taktikler 1-0 malubiyetin bile basari olarak görülmesi en azindan fark yememistik ne demekse. Normalde teknik direktörler tuttuklari takimlara karsi daha hazirliklidir ve o klüplere karsi daha bir basarilidir ne hikmetse bu mantik sifoda hiç tutmadi 5 senede 1 puan bile yok Allah Allah bu iste bir terslik var diyoruz dogal olarak.
       Biktik bu teraneden artik teknik direktörde de terfi etmek istiyoruz. Nede olsa tüketim toplumuyuz endüstriyel futbolun geregi olarak söylüyorum artik sifoyu da tükettik artik yetmiyor. Sifo ruhumuza dar geliyor.

10 Nisan 2013 Çarşamba

BÜYÜK TAKIM KÜÇÜK TAKIM





BÜYÜK TAKIM KÜÇÜK TAKIM 

   Son günlerde aklıma takılan bişey oldu. Belki daha önce gündeme gelmiştir ama ben görmedim ve bunu yazmak istedim.  MEDİKALPARK ANTALYASPOR  MKE ANKARAGÜCÜ TORKU KONYASPOR SANİKA BORU ELAZIĞ SPOR ve buna benzer birçokları. Peki İstanbul takımlarında nasıl aynı MEDİKALPARK GALATASARAY ile isim sponsoru olurken GALATASARAY MEDİKALPARK koskoca ÜLKER bile FENERBAHÇE ÜLKER oluyor sizinde dikkatinizi çekmedi mi? Alenen küçük takım büyük takım ayrımı yapılıyor ve bende bunu içime sindiremiyorum. Ve eğer yeni bir anlaşma olacaksa bu sponsorluk başta değilde sonda olmalı. Nasıl olsa rakamlar açıklanmıyor madem öyle işte böyle.



9 Nisan 2013 Salı



Bir gün  mutlaka...
(öncelikle bloga bu ismi vermeme neden olan resimle başlamak istedim umarım arkasını da getiririm)